Frekans, Titreşim ve Salınım

Frekans, Titreşim ve Salınım – İyi olma halimize etki eden enerji modelleri

Frekans dört bir yanımızdadır ve her şeyin içinde bulunabilmektedir. Her ne zaman bir nefes alıyorsak, içimize frekans çekiyoruz. Ne zaman müzik dinlesek, frekans ile etkileşim halinde oluruz. Hatta düşündüğümüz zaman bile, düşüncelerimizi ifade etmesine yardım etmek üzere frekansın kuvvetinden faydalanıyoruz. Madem bu görünmez enerji dalgasıyla sürekli olarak etkileşim halindeyiz, onu anlamayı öğrenmeliyiz ki, böylece hayatımızı nasıl etkilediğini de anlayabilelim.

Frekans Nedir?

Frekans birçok yoldan ifade edilebilir. Yine de özünde, enerjinin bir ifadesidir. Bu enerji kendini dalga şekilleri halinde ifade eder, ama özünde, varoluşun içinden aniden bir belirip, bir yok olmasına neden olan, gerçekte bir “açık” bir “kapalı” olarak yanıp sönen sayısal dalgaların (duran dalgalar) devirli modelinden oluşmuştur. Enerjinin bir açık bir kapalı yanıp sönmesi “partiki evresi” olarak bilinmektedir. Partiki’nin büzülüp genişlediği hız, sayısal dalgaların frekans oranını belirler.

Eğer frekansa sadece bir dalga olarak bakarsak o halde bunun tanımı, bir zaman döngüsü içinde sabit bir noktadan geçen dalga sayıları, şeklinde olur. Örneğin, bir dalganın, bir zaman döngüsü içinde sabit bir noktadan geçmesi yarım saniye alıyorsa, burada bahsi geçen frekans saniyede 2 olur.

Titreşim, Frekans ve Salınım Arasındaki Farklar

İnsanlar frekans ve titreşim ifadesini değiştirerek kullanırlar, ancak her ikisinin de farklılıkları vardır. Titreşim, enerjinin ilk çıkıp geldiği merkez noktaya doğru büzülmesiyle ortaya çıkar. Salınım, enerji merkez noktadan genişleyerek uzaklaştığı zaman oluşur. Titreşim ve salınımın bir model veya döngüsü meydana geldiği zaman, frekans elde edilir. Diğer bir deyişle, bir birim enerji büzülme ve genişleme yaptığında, bir frekans modeli yaratmış olur. Bir enerjinin ne kadar hızlı büzüldüğü (titreşim) ve genişlediği (salınım), her şeyin frekans oranını belirleyecektir.

Parçacık nabzının ritmini belirleyen frekans oranı, sonrasında boyutsal gerçeklik alanları içinde dalga spektrumlarının oluşmasına izin verir. Bu işlem aynı zamanda, madde alemi içindeki maddenin yoğunluk seviyesini belirler. Maddenin frekans oranı arttıkça veya daha hızlı yanıp söndükçe, madde daha hafif ve daha az yoğun hale gelir. Bedenimiz de maddeden yapıldığına göre, frekansımız arttıkça o da daha hafif ve daha az yoğun bir hale gelecektir.

Frekans Genel Sağlığımızı Nasıl Etkiler?

Frekansın bizi şifalandırma veya bize zarar verme becerisi vardır; bu yüzden, sağlıklı kalmak istiyorsak, bunun genel sağlığımızı nasıl etkilediğini anlamamız gerekir. Örneğin, bilgisayarlar, cep telefonları ve elektronik aletler tarafından üretilen belirli elektromanyetik enerjiler, bedenimizle iyi bir uyum içinde ve senkronize halde olmayan enerji kodları ve frekanslarını içlerinde barındırırlar. Kendimizi bu tipli elektromanyetik enerjilerle çevrelediğimizde, vücudumuzun doğal akışındaki enerjimizin bozulmasına yol açar ve kullanım dışı olmasına sebep oluruz. Eğer enerjimizin doğal akışını, uzun süreli olarak bozulmaya maruz bırakırsak, bu durum çeşitli sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bilgisayar ekranına çok uzun süre baktıktan sonra bazen baş ağrısı ve göz yorgunluğu yaşamamızın sebebi budur.

Düşük frekans içeren bir yemek yiyor olmamız da, enerji seviyemizin bozulmasına sebep olur. 1990’ların başında, Tainio Teknoloji’den Bruce Tainio, insan bedeninin belirli bölümlerindeki frekans seviyelerini ölçen bir frekans monitörü geliştirmeyi başardı. Normal bir insan beyninin frekans oranının tam olarak 72 megahertz (MHz) olduğunu buldu. Bir insan bedeni için de bu rakam 62-78 MHz’di. Bruce aynı zamanda, insan bedeninin 60 MHz civarında grip ve nezleye duyarlı hale geldiğini buldu. Ayrıca, abur cuburun da çoğunlukla 0 (sıfır) MHz olduğunu keşfetti ve böylelikle vücut frekansının düşmesinden korumaya yönelik, çok az bir yardımı olabilir. Teorik olarak, bedenimizin frekans oranını 60 MHz’in üzerinde tutabilirsek, hemen hemen hiç hasta olmayız.

Frekans ve Madde Arasındaki İlişki

Gerçeklik hakiki ifadesinde, yanıp sönen bir enerjiden yapılmış olup, bize zaman ve maddenin katılığına dair bir algı vermek üzere, bilincimiz tarafından üretilen enerji kodları ve frekans modellerini yaratır. Diğer bir deyişle, madde daha çok illüzyon gibi davranış sergiler. Yine de, bizim bakış açımızla, “illüzyon” çok gerçektir ve bizim gelişmemiz için gereklidir, bu yüzden onu ciddiye almalıyız.

Frekans maddeye eşsizlik ve karakteristik verir, böylece bilincimiz dahilinde aklımız ve bedenimiz bir objenin enerji modellerini yaratırken, bizler şekiller, renkler ve belirli nitelikteki yapılar görürüz. Frekans, titreşim ve salınım kombinasyonu, maddeye “hayat” veren ve kendini obje olarak yapılandırma becerisini kazandıran, maddenin kutsal geometriye dönüşmesini organize eden, belli başlı bazı enerji özelliklerindendir.

Aşağıda bu harika olayı ifade eden videoyu bulabilirsiniz.


Yazının kaynakları:
http://www.keylonticdictionary.org/online/member/index.php?page=vibration-oscillation
http://www.bodymaintenance101.com/keep-your-bodys-healing-frequency-high/
http://www.qrg.northwestern.edu/projects/vss/docs/Communications/1-what-is-frequency.html

Bu yazı http://sageofquay.blogspot.com.tr/2014/06/frequency-vibration-and-oscillation.html?m=1’den alınarak çevrilmiştir.

2 comments

  1. Elinize sağlık. Müthiş verimli bir yazı olmuş. Ben de ilk firsatta sizin yazınıza ilgili bir yerde link vermek istiyorum.
    Sevgilerle

Yorumunuz