Bir Frekans


Hayatın İşaret Dili Sayfasına

Hoşgeldiniz,

Hayal ettiğiniz hayatı yaşamaya hazır mısınız?

Her insan hayallerindeki gibi bir hayatı yaşama yetkisine ve hakkına sahiptir. Bunu yaşamayanlar ise ya henüz bilinçli olarak farkında değildir, ya da ihtiyacı yoktur.

İstiyorum ama olmuyor

İstemek, isteme halinde kalmak ve istemeye devam edecek demektir. Evrenin işleyişini anlamak hem kolay, hem de yeni bir lisan öğrenmenin heyecanlı bakış açısını kabul etmekle mümkündür. Hayat bizimle konuşuyor, hem de her an. Hayatın lisanını konuşmaya hazır mısınız?

Hayatın lisanı yeni bir dil mi?

Zaten bildiğimizi hatırlamak kadar kolay ve eğlenceli. Biz bu evrensel lisanı bilerek doğuyoruz. Zaman içinde unutuyoruz, önce hayatın içinde var olmanın eğitiminden geçmek üzere. Bu yolda her ne yaşanıyorsa olması gerektiği gibi gerçekleşiyor. Sevdiğim bir söz var burada paylaşmak istiyorum : Her şey sonunda iyi olacaktır, eğer bulunduğun yerden baktığında durum böyle değilse, henüz sonunda değilsin demektir. Bugün bulunduğumuz noktadaki tablo bizi tatmin etmiyor olabilir, böyleyse eğer o zaman henüz bu durumun hayrımıza olduğunu anlayacağımız noktada değiliz demektir.

Mutlu olmak elbette varılacak bir hedef değil, seçilen bir yaşam biçimi, halin kendisi. Çoğunlukla tatmin olma kavramını mutlu olmak ile karıştırıyoruz. Olaylar ve koşullardan dolayı tatmin olmadığımız noktalar olabilir, ama bu durumun mutlu olmayla bir bağlantısı yoktur.

Bugüne kadar hayat ve mutluluk ile ilgili çok değerli bilgiler yazıldı, söylendi ve paylaşıldı. Hindistanlara gidildi, mucize kurslarına, seminerlerine gidildi, dönüldü. Toplamı kilomuzdan ağır kitaplar okuduk. Mesaj her yerde aynı : Cevaplar senin içinde, Mutluluk senin elinde.

Farklı ve sürpriz bir mesaj veriyorum : Cevaplar senin içinde, Mutluluk senin elinde.

Hayatın lisanı demiştim, yeni bir dil öğrenmek kadar heyecanlı çünkü bu dili biz hali hazırda konuşuyoruz ama bilinçli olarak farkında değiliz. İşte buradan sonra her şey kolay ve eğlenceli çünkü “ben bunu biliyordum” dışında bir sürpriz sizi beklemiyor.

Biliyorsak bildiğimizi niye uygulayamıyoruz?

Her kim olursak olalım, ne bilirsek bilelim, hayatı anlamaya aynı şekilde bakmalıyız, öğrenci olarak. Kendimiz hakkında bilgi edinmek ömür boyu süren bir uğraştır. Yaşadığımız sürece öğreniriz. Öğrenci kaldığımız sürece anlayış ve yeteneklerimizi arttırırız.

Her şey karşıtlardan meydana gelir. Paradokssuz maddi bir dünya olamaz. Bir günün hem aydınlık, hem de karanlık tarafları vardır. Her şeyin sağı solu, arkası önü, üstü altı vardır. Kadın ve erkek vardır, gece varsa gündüz de var. Karşıtlar olmasaydı hiçbir şeyi birbirinden ayırt edemezdik.

Bir kimsede yalnızca kötü olanı görürseniz resmin yarısını görüyorsunuz demektir. Eğer hastalık varsa, sağlık da var. İçimizde buna sahibiz. Durum ne kadar kötü görünürse görünsün, gelişmek ve tatmin olmak için aynı derecede bir fırsatımız vardır. Yapılması gereken burada bizim için iyi olanı bulmak ve geliştirmektir.

Sorun biz onu istediğimiz için orada var, bize anlattıkları var. Bu sorunun fazla geldiğini düşünüp vazgeçmek de bizim elimizde, bunu bir fırsat olarak görüp dönüştürmek de bizim elimizde. Güç, bizim yaklaşımımızda saklıdır.

Her insan beden, zihin ve ruhun birliğinden oluşan bir bütündür. Zihin ve ruh olmaksızın beden var olamadığı gibi ne zihin, ne de ruh bu dünyada bedensiz yapamaz. İnsan yaşamının bu üç boyutu aslında birdir. Bu üç boyutu hesaba katarak sorunlar çözüm bulur.

Bildiğimizi unutmuş olabiliriz, hatırlamak için sadece insan olmak yeterli. Bu hayata uyanabilir, farkında olabilir, bu hayatta yaşayabiliriz.

Hayatımızın kalitesi sorduğumuz soruların kalitesine bağlıdır.

Soru sormazsan cevaplar da olmaz. Riski al, soru sor, kalbinle teslim ol ve o yol sana açılsın. Ben her şeyi biliyorum dersek, soru soracak halimiz de olmaz. Bildiğimizi bırakabiliyorsak, bilmediğimiz sonsuz bir kaynaktan beslenebiliriz. Yeniye yer açtığımızda kaynaktan ihtiyacımız olanı alıp kullanabiliriz.

Işık gök gürültüsünden önce gelir.

İnsan kendinin mimarı olabileceğini fark ettiğinde müthiş bir özgürlük duygusu yüreğini kaplar. Kişi kendisiyle ilgili inandığı, hayal ettiği, güvenle beklediği şeyleri yaşayacaktır.

Başka birisi bizimle ilgili düşüncelerin kararlarını etkileyemez. Ancak biz bunun doğru olduğuna inanırsak, elbette etkiler.

Her şey iki kere yaratılmıştır, karşımıza çıkan, ilk öncesinde bir düşünce olarak var olmuştur.

Einstein’ın değerli bir sözünü paylaşmak istiyorum : “Her şey enerjidir ve her şey yalnızca bundan ibarettir. Sahip olmayı istediğiniz gerçekliğin frekansına uyumlandığınızda, bu gerçekliği yaşamaktan başka bir şey gelmez elinizden. Başka yolu yoktur. Bu felsefe değil, fiziktir.”

Her birey hayatını kendi özgünlüğüyle ifade eder. Hayal ettiğimiz hayat bugünden itibaren başlayabilir. Geçmişimizin geleceğimize dikte etmesi kabul ediyor olabiliriz. Algımızı değiştirmeyi kabul ettiğimizde ise deneyimimiz yani hayatımız değişir.

Derin bir nefes alıyorum, yaşamı içime alıyorum, hayatı gönlüme göre yaşıyorum.

Aşkla, aşk olarak.