Ruh halleri inişli ve çıkışlıdır. Önemli olan inişleri nasıl daha iyi yönetiriz, biraz bundan bahsedelim.
Hepimizin “en iyi” hallerimizi gösterdiği zamanlarımız vardır. Ümitliyizdir, iyimserizdir, güvenli ve işini bilen. Zihnimiz aydınlık, yüksek duygusal zekamız aktif ve bizi bulan her konu için mantıklı ve tam yerinde dediğimiz o tatlı anlar. Hayat pek keyiflidir, bize iyi görünür ve de öyle hissederiz.
Her zaman böyle değildir ne yazık ki hayat. İnsan olmak demek hepimizin o ruh hali asansöründe yolculuklar yapacağımız anlamına gelmektedir. Hayallerimizin erişilmez olduğunu düşündüğümüz, her şeyin bizim istediğimiz şekilde yolunda gitmemesi yüzünden cesaretimizi yitirdiğimiz ve düş kırıklığına uğradığımız anlar vardır. Üzgün olduğumuz, yalnız hissettiğimiz, enerjimizi yitirdiğimiz, kendimizi eleştirdiğimiz ve karamsar olduğumuz zamanlarda ruh hali asansörünün en aşağı seviyelerine ineriz.
Madem ki hepimiz bu en alt seviyeleri tecrübe ediyoruz, o halde aşağılardayken nasıl iyi bir halde oluruz ve kendimize yani en iyi halimize nasıl geri döneriz? Bunu yanıtlamak için ruh halimizdeki iniş ve çıkışların nereden geldiğini anlamamız gerekmektedir. Öyle görünüyor ki, bu durum olaylar ve insanların yaptıklarının sonucunda olup, ruh halinin esas kaynağı değil fakat onu tetikleyen etkilerdir.
İniş ve çıkışlar düşüncelerimizle beslenirken olayları ve kişileri zihnimizde nereye koyduğumuzla ilgilidir. Kaygılı düşünceler kaygılı duygular yaratır ve güvensiz düşünceler güvensiz duygular. Aynı zamanda ise umutlu düşünceler umutlu duyguları ve iyimser düşünceler de iyimser duyguları yaratır.

Bu tek başına pozitif düşüncenin kuvveti olmaktan ibaret değildir. Bir durumun içine hapsolduğumuzda her zaman nasıl düşündüğümüzü değiştirebilme kuvvetine sahip olamayabiliriz ve ne yazık ki kötü şeyler bir gün insanın başına gelebilmektedir. Önemli olan düşüncelerimizin hayatımızda oynadığı rolü anlıyor olmamızdadır ve düşünenin biz olduğumuzu.
Kaygılı düşünceler kaygılı duygular yaratır ve güvensiz düşünceler güvensiz duygular. Aynı zamanda ise umutlu düşünceler umutlu duyguları ve iyimser düşünceler de iyimser duyguları yaratır.
Bu anlayışın bizim gerçekliğimiz olması için, günün sonunda tamamen boğulduğunuz bir zamanı hatırlayın. Apaçık bir şekilde ruh hali asansörünün en alt katındaydınız. Sonra iyi bir uyku çektiniz, yepyeni güzel bir güne uyandınız, belki bir yürüyüş yaptınız ve her şey farklı göründü ve iyi olacağınızı biliyordunuz.
Ne değişmişti? Şartlarla ilgili hiçbir şey değişmemişti. Sadece bakış açınız ve buna bağlı düşündükleriniz değişmişti.
En aşağılardayken sırtınızdaki yükü hafifletmenize, ayağa kalkmanıza ve sizi ayakta tutmaya yardımcı olabilecek birkaç ipucu: İniş anlarını iyi yönetmek için aklınızda olması gereken şu ki, o haldeyken düşüncelerinize hemen hiçbir zaman güvenemeyeceğinizdir.
Size ve çevrenizdekilere karşı olası bir zararı en aza indirmek için onun üzerine gitmekten kaçının. O kararı vermeyin. Zihniniz oldukça sıkışmışken söylemeye ihtiyaç duyduğunuzu hissettiğiniz o sözleri söylemekten uzak durun.
İniş ve çıkışlar hava durumuna benzetilebilir. Yağmur yağdığı zaman biliriz ki güneşli günler yakında geri gelecektir. Sadece o anda üzeri bulutlarla kaplıdır. Ruh halimiz de bunun gibi olabilir.
Neden? Bir arkadaşınıza veya sevdiğinize “söylediklerimi geri alabilseydim keşke” dediğiniz oldu mu hiç? Gönderdiğiniz bir mesajı veya epostayı daha sonrasında geri alabilmiş olmayı dilediniz mi hiç? Ruh hali asansöründe nerede olduğunuzu düşünürsünüz? Evet, her iki durumda da oldukça aşağılardaydınız ve eğer içinizdeki duygulara bakmış olsaydınız, bunu biliyor olurdunuz.
O halde, sıklıkla daha iyi bir yerde olmayı nasıl başarabilirsiniz ve eğer en aşağılardaysanız nasıl yukarı doğru tırmanabilirsiniz?
Kendinize gerçekten daha iyi bakın.

Fiziksel ve ruhsal sağlığımız arasında direkt bir bağlantı vardır. Moralimiz kötü olduğunda daha kolay soğuk algınlığına yakalanırız çünkü bağışıklık sistemimiz savunmasızdır ve böyle bir haldeyken ruh halimiz kolaylıkla daha da aşağılarda olur. Uyku, en büyük unsur olabilir. İyi ve derin, tam bir gece uykusu bizi yenilemek için muhteşem bir etken olabilecekken, çoğunlukla kaliteli bir uykudan mahrum kalırız. Aynı zamanda egzersiz yapmak da oldukça kuvvetli bir moral yükselticisidir. Coşkulu bir egzersiz zihni temizler ve bizi doğamızdaki en iyi halimize getirir. Meditasyondan periyodik derin nefes egzersizlerine kadar zihni sakinleştirmek üzere yapılan her türlü aktivite zihin durumumuza olumlu tesir eder.
Odağınızı değiştirecek modeller geliştirin.
Düşüncelerimiz ruhumuzdaki iniş ve çıkışları kontrol ettiğinden, düşük seviyeden bizi çıkartmaya yardımcı olacak her şey mevcut durumdan daha iyi gelecektir. Pozitif bir arkadaşınızı arayın. Birisine yardım etmek üzere kolları sıvayın. Yürüyüşe çıkın. Sizin için işe yarayan modeli bulun.
Bakış açınızı iyileştirin.
İşin doğrusu, minnettarlık bakış açınızı. Kendimizi iyi hissetmediğimiz zamanlarda bakış açımızla olan bağlantımızı da kaybederiz. Madem ki nasıl düşündüğümüz bu hayattaki deneyimlerimiz üzerinde etkili oluyor, eğer düşüncelerimiz neye sahip olmadığımız ve nelerden hoşlanmadığımız tarafından emiliyorsa, o halde hayat da bize kendisini öyle hissettirecektir. Eğer lütufları, başımızın üzerindeki çatıyı, sağlığımızı, arkadaşlarımızı ve sahip olduğumuz ailemizdeki değerleri ve önümüzdeki fırsatları sayarsak, bakış açımızı geri kazanırız. Ve hayat daha iyi gözükür.
Ruh halimizdeki inişler gelecek ancak geçecektir ve onlar üzerinde bizim önemli bir etkimiz vardır. Bu hallerin hava durumu gibi olduğunu aklınızda olsun. İniş ve çıkışlar hava durumuna benzetilebilir. Yağmur yağdığı zaman biliriz ki güneşli günler yakında geri gelecektir. Sadece o anda üzeri bulutlarla kaplıdır. Ruh halimiz de aynı bunun gibi olabilir.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.