İyi Bir Hayat İçin Disiplin Neden Gereklidir?

Hayatımızı bilgi, beceri ve tecrübe toplayarak geçiriyoruz. Fakat bunlarla ne yapıyoruz?

Her gün binlerce farklı şekillerde işleri yapmayı öğrenerek kendimizi geliştirmeye çalışırız. Sınıflardan, ders kitaplarından, tecrübelerimizden bilgi toplayarak bir ömür geçiririz. Eğer “bilgi bir güç” ise ve eğer bilgi başarının temel yapı taşlarındansa, peki neden amaçlarımız beklenileni vermiyor, hedeflerimiz yeterli olmuyor? Neden, bilgimize ve edindiğimiz tecrübelere rağmen, kendimizi amaçsız bir halde arayış içinde buluyoruz? Anlamlı bir hayat yerine sadece var olduğumuz bir hayata razı oluyoruz.

Bu soruya birçok yanıt olabilir. Sizin yanıtınız tanıdığınız herkesinkinden farklı da olabilir. Her ne kadar bu soruya birçok yanıt olsa da, nihai cevap belki bilgimizi uygulamaktaki disiplin yoksunluğunda saklı olabilir. Burada kilit kelime öz-disiplinden gelen disiplindir.

Bilginizi kullanmıyorsanız, ne kadar akıllı olduğunuzun pek de bir önemi olmaz. Emeğinizin altında bir kazancınız varsa, ne kadar yüksek bir akademik başarıyla mezun olduğunuzun bir önemi yoktur. Eğer öğrenmiş olduklarınızı uygulamaya koymayacaksanız, şehirdeki her türlü seminere katılmış olmanızın hiçbir önemi olmayacaktır.

Mina Kaya’ya Teşekkürler.

Hayatımızı bilgi toplamakla, tecrübe ve beceri edinmekle geçiriyoruz. Fakat bununla birlikte bu bilgiyi uygulamaya da koymamız gerekmektedir.

Hayatımızı bilgi toplamakla, tecrübe ve beceri edinmekle geçiriyoruz. Fakat bununla birlikte bu bilgiyi hem iş hem de özel hayatlarımızda uygulamaya koymamız gerekmektedir. Öğrendiklerimizi kullanmayı öğrenmeliyiz.

Bilgimizi bir kez uygulamaya başladık mı, o işleyişin sonuçları üzerinde çalışmalı ve yaklaşımlarımızdaki kirliliği arıtmalıyız.

Deneyerek ve gözlemleyerek ve hatta bir kez daha deneyerek sonuçta bilgimiz, kaçınılmaz olarak değerli ve takdir edilen sonuçlar üretecektir. Emeklerimizin karşılığında aldığımız keyifle ve ilerliyor olmanızın olumlu motivasyonuyla hevesimizi beslemeye devam ederiz. Çok kısa bir süre içerisinde ise, kazanmaya giden yolda yukarı doğru hareket ettiğimizi ve başarılı olanlar çarkının bir parçası olduğumuzu fark ederiz. Bu yeni tecrübenin verdiği ödül ise, trajedilerin, durağan ve ortalama bir hayatın içinden zaferle çıkmak olacaktır.

Tüm bu işeyişin bizimle ilgili olarak işe yaraması için öncelikle, kişisel-disiplin sanatında sürekliliği sağlayarak ustalaşmamız gerekmektedir. Bu da hedef belirleme, zaman yönetimi, liderlik, ebeveynlik ve ilişkiler konularında süregelen bir öz-disiplin sahibi olmayı ister. Kişisel disiplini hayatımızın sabit bir parçası haline getirmezsek, beklediğimiz sonuçlar da istikrasız ve güvenilmez olacaktır. Değerli vaktimizi yönetmeyi ve devamlı olarak gayretimizi ortaya koymamızı gerektirir. Bu olmadan ise, hayatımızda sürekli olacak olan şey, sadece hayal kırıklığıdır. Zamanımız, talepleri bizimkinden daha baskın olan başkaları tarafından emilerek tüketilmeye mahkum olacaktır.

Zihnimizde söylenip duran o seslerin üstesinden gelmek disiplin gerektirir: başarılı olamama korkusu, başarılı olma korkusu, fakir olma korkusu, kalp kırıklığı korkusu. İç sesimiz bize başarısızlık olasılığını fısıldadığında, denemeye devam etmek için bize kuvvet veren yine öz-disiplinimiz olacaktır.

Disiplin sayesinde hatalarımızı kabul eder, limitlerimizi tanırız. İnsan doğasının bir parçası olan ego hepimizle konuşur.  Bu ses bazen değerimizin bunun daha fazlası olduğunu ve üstesinden gelebileceğimizin üzerinde sonuçlar beklememiz gerektiğini söyler. Bizi tam anlamıyla dürüst olmamaya ve abartmaya yönlendirir. Disiplin hem kendimizle hem de başkalarıyla olan ilişkilerde tam bir dürüstlük getirir.

Bir konu hakkında emin olun: bir kez abartılan bir gerçek, başkaları tarafından fark edildiği andan itibaren-ki fark edilecektir; işte bu durum bütün güvenilirliğimizi yok edecektir. Bundan böyle tüm söylediklerimiz şüphe uyandıracaktır. İş arkadaşlarımız ve yakın çevremiz bize bir daha aynı gözle bakmayacaklar ve böylelikle onların bize olan saygısını yitirmiş oluruz.

Abartma eğilimi, gerçeği söylememek veya bir parça değiştirmek hepimizin kalıtımsal bir parçasıdır. Henüz çocukken başlar bu hikaye. “Ben yapmadım, ben yapmadım!” Belki gerçekten yapan biz değildik, ancak büyük ihtimalle yapılmasıyla bir ilgimiz vardı. Yetişkin olduğumuzda devam ederiz; satış yaparken ürünün faydaları hakkında biraz abartılı sözlerin ne zararı olabilir ki? Arkadaşlarımızın gözündeki değerimizi yükseltmek için ne kadar kazancımız olduğunu biraz abartırız, patrona müşteriyi nasıl da ikna etmek üzere olduğumuzu anlatırken abartırız. Tek seferde disiplinli bir hamle ile bu eğilimin üstesinden gelebiliriz.

Bir alışkanlığı değiştirmek disiplin gerektirir, çünkü bir kez alışkanlık oluştuğunda, neredeyse kesilmesi imkansız dev bir çelik kablo gibidir.

Bir alışkanlığı değiştirmek disiplin gerektirir, çünkü bir kez alışkanlık oluştuğunda, kesilmesi zor bir kablo gibi sert olur ve ancak uzun vadeli disiplinli aktiviteyle bu davranış kalıbını değiştirmek mümkün olur. Kabloyu ören alışkanlık sicimlerini yavaşça ve sistemli bir şekilde tek tek açmamız gerekecektir, ta ki bir zamanlar kollarıyla bizi sarıp sarmalayarak esir eden o kablo saçılmış tellere dönüşünceye kadar. Daha az arzu edilenin üstesinden gelip daha çok arzu edilene ulaşmak, yeni bir disiplinin devamlı olarak uygulanmasını gerektirir.

Planlamak disiplin gerektirir. Planı hayata geçirmek disiplin ister. Uyguladığımız planın sonuçlarına ön yargısız bakmanın temelinde disiplin vardır. Eğer sonuçlar tatmin edici değilse, disiplin ile planın kendisini veya planı uygulama yolundaki yöntemimizi değiştirebiliriz. Tüm dünya üzerimize yorumlarıyla geldiğinde bunların karşısında sağlam durabilmek için yine disiplin gerekir. Gururumuz ve kibrimiz cevapların sadece bizde olduğunu söylerken, bir başkasının düşüncesini dikkate alıp değerlendirme saygınlığını bize disiplin verir.

Hayatımızın her alanına uygulayacağımız istikrarlı bir disiplin ile henüz kimsenin anlatmadığı mucizeleri anlatabilir, keşfedilmemiş eşsiz fırsatları ve olasılıkları ortaya çıkartabiliriz.


Metin Jim Rohn’un “Why You Need Discipline to Achieve the Good Life” isimli makalesinden alınarak tercüme edilmiştir.
Reklam